NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
314 - (684) حدثنا
هداب بن خالد.
حدثنا همام.
حدثنا قتادة عن
أنس بن مالك؛
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم قال:
"من
نسي صلاة
فليصلها إذا
ذكرها. لا
كفارة لها إلا
ذلك".
قال
قتادة: وأقم
الصلاة لذكري.
{314}
Bize Heddâb b. Hâlid
rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Katâde, Enes
b. Mâlik'den naklen rivayet ettiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Her kim, bîr namazı
unutursa, onu hatırladığı zaman kilıversin. O namazın bundan başka keffâreti
yoktur.» buyurmuşlar.
Katâde dediki: «Beni
anmak için namazı ikaamet et!» âyetini okumuş.
(684) وحدثناه
يحيى بن يحيى،
وسعيد بن
منصور، وقتيبة
بن سعيد.
جميعا عن أبي
عوانة، عن
قتادة، عن
أنس، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم. ولم يذكر
"لا كفارة لها
إلا ذلك".
{….}
Bize bu hadîsi Yahyâ.b.
Yahya ile Saîd b. Mansûr ve Kuteybetü'bnü Saîd dahi topdan Ebu Avâne'den, o da
Katâde'den, o da Enes'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen
rivayet ettiler. Amma râvî (burada):
«O namazın bundan başka
keffâretı yokdur.» cümlesini zikretmemişdir.
315 - (684) وحدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
عبدالأعلى.
حدثنا سعيد عن
قتادة، عن أنس
بن مالك؛ قال:
قال
نبي الله صلى
الله عليه
وسلم "من نسي
صلاة أو نام
عنها،
فكفارتها أن
يصليها إذا
ذكرها".
{315}
Bize Muhammed b.
El-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülâ'lâ rivayet etti. (Dediki):
Bize Saîd, Katâde'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti. Enes şöyle
demiş: Nebiyyullah (Sallallahu, Aleyhi ve Sellem) :
«Her kim bir namazı unutur
yahut (onu kılmadan) uyur kalırsa, o namazın keffâreri, hatırladığı zaman onu
kılmakdır.» buyurdular.
316 - (684) وحدثنا
نصر بن علي
الجهضمي.
حدثني أبي.
حدثنا المثنى
عن قتادة، عن
أنس بن مالك؛
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "إذا رقد
أحدكم عن
الصلاة أو غفل
عنها،
فليصلها إذا
ذكرها. فإن
الله يقول:
أقم الصلاة
لذكري"
{316}
Bize Nasr b. Aliy
El-Cehdamî dahî rivayet etti. (Dediki): Bana, babam rivayet etti. (Dediki) ;
Bana Eİ-Müsennâ, Katâde'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti. Enes
şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki:
«Biriniz, namazını
kılmadan uyur yahut gaflete dalar da unutursa, onu hatırladığı vakit
kılıversin! Zîra Allah (namazı, beni hatırlamak için kıl)» buyuruyor.
İzah:
Enes hadîsini
Buhârî Mevâkîtu's-Salât» bahsinde Ebu
Dâvûd ile Nesâî dahî (Kitâbu's-Salât da tahrîc etmişlerdir. Rivayetler arasında
az çok lâfız değişiklikleri vardır. Bu hadîsde:
«Her kim bir namazı
unutursa; onu hatırladığı vakit kılıversin!»
Buyurulduğuna göre
kazanın namaz hâtıra geldiği an yapılması iktizâ eder. Hâlbuki kaza mes'elesi
bilittifâk müvessa' farzlardandır. Yâni kaza için vakit genişdir. Ne zaman
istenirse, o zaman yapılır; denilirse; bu suâle şöyle cevap verilir: Mezkûr
cümlenin mânâsı: kazaya namazı olduğunu hatırlar da, bu hatırlama bir müddet
devam eder; o esnada kaza namazını kılarsa, o kimse için «Hatırladığı anda,
namazını kıldı,» denilebilir. Hatırına geldiği an, hemen kılması lâzım
değildir.
Aynı suâle şöyle de
cevâp verilmişıir: «izâ» kelimesi, şart mânâsı ifâde eder. Şart'ın cezası
derhâl lâzım gelmez. Yalnız ceza filcümle şart üzerine terettüp eder. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«O namazın, bundan
başka kefareti yokdur.» buyurmakla, namazın kazasına işaret etmişdir. Çünkü
hatırlandığı zaman kılınacak namaz, kaza namazıdır. Keffâret de günâhı örten
şey'den ibâretdir.
Hattâbî diyor ki: «Bu
sözün iki veche ihtimâli vardır. Birinci veche göre namazın kazadan başka
keffâreti yokdur. İkinci veçhe göre, namazı unutmakdan dolayı bir ceza veya
sadaka yahut namazın iki kat kılınması gibi bir şey lâzım gelmez. Unutan yalnız
terk ettiği namazı kılar.»
Fakat şunu
unutmamalıdır ki «Kasden namaz terk edene kaza lâzım gelmez» diyenler, o kimsenin
hâlini unutanın halinden daha hafif görmüş değillerdir. Bilâkis daha kötüdür. O
derece ki artık kaza etse bile.yine günah sakıt olmaz. Onun için boşuna kaza
ile uğraşmasın demek istemişlerdir.